Çocukluk Kaynaklı Özgüven Eksikliği

Özgüven çok enteresan bir şeydir.

Kimi zaman dışarıdan bakıldığında çökük duruşunuzdan, güvensiz ses tonu ve seçtiğiniz mütevazı kelimelerden şıp diye kendinize güveninizin olmadığı anlaşılabilir. Fakat kimi zaman da sesi en yüksek çıkan ve varlığıyla her daim ben buradayım diyen bir kişi görüntüsü çizmenize rağmen özgüveniniz çok düşük olabilir.

Hatta kimi zaman belli konularda özgüveniniz çok yüksekken diğer konularda müthiş düşük olabilir. Mesela iş hayatında özgüveni çok yüksek olan ve başarılı biriyken aşk hayatında özgüveni yerlerde biri olabilirsiniz.

Özgüven eksikliğinizin ana sebebi korkularınız olmasıdır. Hata yapmaktan, başkaları tarafından saygı görememekten ya da mimlenmekten korktuğunuz için kendinize güven duymadığınız alanlarda da girişimde bulunmaktan korkarsınız.

Bazen yapabileceğiniz hataları ve sonuçlarını öylesine büyütürsünüz ki onlara kesin gözüyle bakıp dünyanın sonunun geleceğine inanırsınız. Halbuki güneşin doğduğu her gün yeni bir gündür ve çoğu hatanızın geri dönüşü mümkündür.

Ayrıca hata yapmanız kadar doğal bir şey yoktur. Hata yapmak sizi insan yapan bir olmazsa olmazınızdır. Hatta iyi haber odur ki gözünüze kusursuz gibi gelen çoğu insan aslında sizden çok daha fazla hata yaparak başarıyı yakalamış ve bunun sonucunda da artık daha az hata yapar hale gelmişlerdir.

Hatalardan arınmış bir tecrübe ve gelişim olamaz. Adı üstünde “tecrübe” yani ancak hatalarınızdan öğrenerek, batıp çıkarak edinebileceğiniz bir şeydir. Eğer en başından her şeyi biliyor olsaydınız zaten hata da yapmaz, gelişmeye ve deneyim kazanmaya da hiç ihtiyaç duymazdınız.

Aslında hatalar, korktuğunuz kadar göze batmaz çünkü onları kapatacak olan başarılarınız olacaktır. Hatalarınızdan öğrendiğiniz sürece de özgüveniniz artacak ve görüşlerinden çok korktuğunuz o başkaları da sizi taktir edeceklerdir. Başarılı insanların ancak geçmişlerini incelediğinizde büyük hataları gözünüze çarpacaktır ve o koşullardan bugünlere nasıl geldiklerini gördüğünüzde onlara duyduğunuz saygı da artacaktır.

Özgüven eksikliğinizin temelleri büyük çoğunlukla çocukluk döneminizde atılmıştır.

Çocukluk çağlarınızın ilk dönemlerinde zihniniz, mantık süzgeciniz olan bilincinizden ziyade bilinçaltınızın kontrolü altında çalışır. Bu demektir ki anne babanızdan ve diğer aile üyelerinizden görüp duyduğunuz her şey bir süzgeçten geçmeden olduğu gibi bilinçaltınıza yerleşir.

Hatta bilinçaltınız işinizi kolaylaştırmak adına bazı benzerlikler gördüğü farklı hadiseleri de tek bir çatı altında toplar. Bilinçaltınız bu kolaylığı sizi tehlikelerden korumak adına sağlar. Aslında işinde oldukça başarılıdır da çünkü bu gruplandırmaları sayesinde anadiliniz gibi çok çok önemli ve zor bir yapıyı çok çabuk kavramanızı ve hayatta kalabilmeniz adına da isteklerinizi artık sözel olarak dile getirmenizi sağlar.

Ancak, size sağladığı tüm kolaylıklara ve de kattığı donanımlara rağmen beraberinde herhangi bir mantık barındırmadığı için bir çok hata da yapar. Yaptığı tüm hatalar, sizin olaylardan çıkardığınız anlamları bulanıklaştırır. Ayrıca, normalde çok da önemli olmayan şeyleri önemli varsayarak zihninizde kaygılar uyanmasına sebep olur.

Mesela, babanız ağabeyinize aldığı bir sınav notu yüzünden kızarken sizin buna kulak misafiri olmanız sizde okul hayatına dair bir özgüven eksikliği yaratabilir. Halbuki hiçbir şey bu kadar basit değildir ve bu öfkenin mutlaka bir hikayesi olmalıdır. Mesela babanız ağabeyinize aslında ders çalışmadığı için de kızıyor olabilir. Belki de aynı durumda siz olsanız ama ders çalışmanıza rağmen kötü bir not alacak olsanız babanız emeğinizi gördüğü için size kızmayacaktı. Fakat bilinçaltınız, özellikle de çocukluk yaşlarınızda bu mantıksal sorgulamayı yapamayacağı için kendince çok da anlamlı olmayan ve ileride sizi okuldan nefret etme boyutuna taşıyıp tüm hayatınızı etkileyecek bir mana da çıkartabilecektir.

İlerleyen yıllarda artık bilincinizi dolayısıyla da mantığınızı çok daha aktif kullanıyor olmanıza rağmen geçmişinizde bilinçaltınıza çok derin bir şekilde işleyen güvensizlik duygularınız, özgüveninizi tekrardan inşa etmenize engel olacaklardır.

Bilinçaltınız bu engeli karşınıza çıkartırken en çok da konfor alanınızdan yararlanacaktır. Konfor alanınız iyisiyle kötüsüyle artık kemikleşerek kanıksadığınız bir hal alan kişiliğinizin, tutumlarınızın ve davranışlarınızın bir ortalamasıdır. Bilinçaltınız, yıllar içerisinde artık tüm bu faktörlerin sizi hayatın bilinmezlik ve tehlikelerinden koruyan bir güven çemberi olduğunu varsayacaktır.

Siz tutup hali hazırda memnun olmadığınız ya da sizi mutsuz eden koşullarınızı değiştirmek istediğinizde bilinçaltınız size “Dur bakalım orada! Sen başına neler geleceğini biliyor musun, otur oturduğun yerde, azacık aşım ağrısız başım” misali zihninizde aslında hiç de gerçekçi olmayan ve salt olumsuz örneklerden oluşan korku sahneleri uyandıracaktır. Böylece bilinçaltınız, güven dolu ve kararlılık içerisinde yeni hedefler oluşturmanız ve onlara hevesle koşabilmenize de imkan tanımayarak karşınıza sürekli engeller çıkartacaktır.

Bireysel Danışman ve I-Control® Uzmanı Buğra Akyol, sizlerle daha mutlu ve anlamlı bir hayatın sırlarını paylaşıyor. Buğra Akyol'un uyguladığı I-Control® sistemi ile tüm sorunlarınızdan kurtulmak için buraya tıklayın. 

2 Responses to “Çocukluk Kaynaklı Özgüven Eksikliği

  • Merhabalar Buğra bey benim en sıkıntılı dödönemimde instagramda gezerken tesadüfen sızın sayfanıza rastladım ve sizden telefon ila uzaktan seans almaya karar verdım iyikide almışım şu anda ben çok güçlü ve huzurluyum beni sabır ila dinleyib anlayış gösterib bana yardımcı olduğunuz için sıze çok teşekkür ediyorum,seans almak isteyen arkadaşlara gönül rahatlığı ila Buğra beyden seans almalarını şiddet ila tavsiye ediyorum

  • Özgüvenim eksikliğimin çocukluk dönemimde kaldığını biliyorum…mutluluğumu bir kişiye endekslediğim için mutsuz olduğumu da biliyorum… Kısacası sorunlarımı biliyorum çözümlerini de az çok biliyorum ama hayatıma uygulayamıyorum… Çok mutsuzum : (

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir